TÜRK TELEKOM ARENA AÇILIŞI
15 Ocak 2011 Cumartesi gecesi, tüm Galatasaray camiası ve Türk futbolu için önemli bir gece idi. Türk Telekom Arena Stadı adeta görsel bir şölen ile açıldı. Böyle bir günde, geceye damgasını vuran olay ise, Sayın Başbakan’ın stadı terk etmesiydi. Sayın Başbakan Türk Telekom Arena’nın açılışını tamamı ile seçim propagandası olarak kullanma maksadıyla stadı terk etmiştir. Ertesi gün İstanbul’daki açılışlarda yaptığı konuşmada, “stadın yapımında Galatasaray Kulübü’nün tek kuruşunun olmadığını; stat, stat çevresine yapılan kavşaklar ve ulaşım için yapılan metro altyapısının altı yüz trilyon gibi bir rakama ulaştığını” belirtmiştir. Ayrıca Galatasaray ile ilgili konuşmasının sonunda daha sözleşmenin imzalanmadığını ifade ederek, adeta Galatasaray Spor Kulübü’nü tehdit etmiştir. Kesinlikle bu olayın kurgusu, senaryosu ve yönetmenliği Sayın Başbakan’ın kendisine aittir. Tüm bakanlarına “stadı terk ediyoruz” diyerek, adeta “daha da gelmem nidalarında” Arena’dan ayrılmıştır ve ertesi gün bu olayı siyaset malzemesi olarak kullanmıştır. Zaten; dini siyasete alet edenlerin, sporu siyasete alet etmemeleri mümkün değildir.
Halbuki Toki başkanının, kendini bilmez açıklamaları olmasaydı, hiç bu görüntüler yaşanmayacaktı. Çünkü Sayın Başbakan şeref tribününe çıktığında küçük bir grubun yuhalaması dışında herhangi bir tepki ile karşılaşmamıştı. O tepki belki Fenerbahçeli olduğu için verildi. Belki de siyasi olarak görüş ayrılığı yaşadığı bir kesimden yükselen sesti. Fakat Toki başkanının çıkıp, Galatasaray yönetimini hedef alan konuşmaları olmasaydı, Arena’nın tamamından yuhalama ve ıslıklama sesleri yükselmeyecekti. Toki başkanı ne cüretle, Galatasaray yönetiminin yanlışları, hataları vb durumlarından bahsedebiliyor ve “az kalsın Galatasaray bu stattan mahrum oluyordu” ifadesini kullanabiliyor. Toki başkanının böyle bir yetkisi mi var? Eğer varsa bile, bu cümleleri kullanmanın yeri ve zamanı mı? Böyle bir gecede bu denli yanlış ifadelerin kullanılması, düğün evini cenaze evine çevirmeye benzemektedir. Bu tarz konuşmalar ne yeni yönetim, ne de merhum Özhan Canaydın yönetimi için kabullenilebilecek konuşmalar değildir. Umarım Sayın Başbakan’dan özür dileyen Adnan Polat, yeri ve zamanı geldiğinde Toki başkanına da gerekli olan ve hak ettiği cevabı verir. Yoksa Galatasaray taraftarının gözünde, git gide azalmakta olan değeri, kısa zamanda hiç kalmayacaktır. Fakat Adnan Polat tarafından en kısa zamanda Toki başkanına verilecek olan cevap, büyük Galatasaray taraftarının gönlünü tekrar kazanmaya yetip de artacaktır.
Yaşanan bu olumsuzluğa rağmen Türk futbolu ve Galatasaray için tarihi bir gün daha geride kalmıştır. Türk Telekom Arena, Türk futboluna ve Galatasaray’ımıza hayırlı ve uğurlu olsun. Kurucumuzun ismini taşıyan Ali Sami Yen Cehenneminde yaşadığımız büyük başarıları Türk Telekom Arena’da da yaşamak dileğiyle…